Akbelen’de jandarmanın sert müdahalesine tepki
Haberler: EMRE SERCAN IKE – Kamera: MEHMET MEHMETLİOĞLU
Akbelen’de jandarmanın sert müdahalesinden olumsuz etkilenen bir vatandaş, ” ankara Sayın Türkiye Tarım Bakanı, bu ormanı sizin mi savunmanız gerekiyor yoksa benim mi savunmam gerekiyor? Bu ormanı senden korumaya çalışıyorum. Devletin bakanıysanız buraya da gelin. Biz buradayız, siz neredesiniz? Yüreğimizi yakan biber gazı değil, güneş değil, ruhsuzluğunuzdur.”
Akbelen’de maden sahasının genişletilmesi için ağaç kesimi altıncı gününde devam ediyor. Birçok ilden İkizköy’e gelen çevreciler, Akbelen Ormanı’nda kurulan direniş alanına giremedi. Çevreciler yolu trafiğe kapatarak yasak kararını protesto etti. Daha sonra yol açıldı.
Çevreci sivil toplum kuruluşları yola çıkmak istedi. Bu sırada jandarma müdahale edeceğini duyurdu. Bunun üzerine köylüler ile çevreciler ve jandarma arasında tartışma çıktı. Jandarma, çevreciler ve köylüler doğa nöbetinde; biber gazı ise kalkan ve joplarla müdahale etti. Sert müdahaleye çevreciler ve köylüler tepki gösterdi.
“HÜKÜMETİN BAKANIYSANIZ BURAYA DA KORU ORMANINA GELİN”
Jandarmanın müdahalesinden etkilenen vatandaş ANKA HaberlerAjansına şunları söyledi:
“Biber gazı yedim. Konuşacak halim yok. Geleceğimiz yok oluyor. Vatan gitti. Sesimizi duyan var mı, büyüyen var mı? Nerede insan hakları savunucuları, doğa hakları savunucuları” savunucuları? Lütfen bize yardım edin. Bir haftadır işkence görüyoruz. Her gün biberli.” Gaz verilip tutuklanıyoruz. Lütfen yardıma gelin.
Sayın Ankara’daki Tarım Bakanı, bu ormanı sizin mi savunmanız gerekiyor yoksa benim mi savunmam gerekiyor? Bu ormanı senden korumaya çalışıyorum. Bizi kurtarmaya gel, hadi. Devletin bakanıysanız buraya da gelin. Biz buradayız, siz neredesiniz? Neden gelmiyorsun, biz seni orada oylarımızla seçtik. Dışarı çık, buraya gel ve durumumuzu gör. Köylü bir haftadır burada çile çekiyor. Konuşamıyorum, gözlerim ağrıyor, kulaklarım yanıyor. Biber gazı yedik, her gün yiyoruz. Biz buna alışkınız. Biber gazları değil, güneş değil yüreğimizi yakan ruhsuzluğunuz.”